Haber

Başkan Yardımcısı Yılmaz’dan istikrar ve öngörülebilirliğe vurgu yapan açıklama

Başkan Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Siyasi ve politik belirsizliklerin ortadan kalktığı, öngörülebilirliğin arttığı bir döneme girdik. Politika belgelerinde temel önceliklerimiz afetlerin yaralarını sararak ülkemizi yeni risklere hazırlamak, fiyat istikrarını sağlamaktır. , büyümeyi ve istihdamı sürdürmek, toplumsal refahı korumak.Bu dörtlü, “Ana öncelik ile hareket edeceğiz.” dedi.

Yılmaz, Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) Divan Kuruçeşme’de düzenlediği “Birlikte Güçlü Gelecek Zirvesi”ne katıldı.

Pazar günü Cumhuriyetin 100’üncü yılını şan ve şerefle kutlayacaklarını belirten Yılmaz, Cumhuriyetin 100 yıllık büyük bir tecrübeye sahip olduğunu vurguladı.

Cumhuriyeti kuran ekiplerin, cumhuriyeti kurmadan önce İzmir İktisat Kongresi’ni topladıklarını hatırlatan Yılmaz, şöyle konuştu:

“Burada Mustafa Kemal Atatürk, hiçbir zaman unutmamamız gereken şu tespiti yapmıştır: ‘Askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun, ekonomik zaferle taçlandırılmadıkça yarım kalırlar.’ “Bir ülkenin tam bağımsız olabilmesi ve dünyadaki saygın konumunu tam olarak sağlamlaştırabilmesi için ekonomik olarak da gelişmesi gerekir.”

Ülke bağımsızlığının hukuki ve reel tarafının olduğunu belirten Yılmaz, “Hukuksal olarak bir ülke kağıt üzerinde bağımsız olabilir ama teknolojisi ve ekonomisi yoksa, dünyaya yenilik üretemiyorsa, insan gücü yoksa” dedi. Sermaye belli bir nitelik kazanmadı, ne kadar siyasi söylem yaparsa yapsın gerçek anlamda bağımsız bir ülke olamaz.” “Bağımsızlık kendini dünyadan soyutlamak değil, tam tersine dünyayla daha iyi bütünleşmek, kendi bakış açısı ve politikalarıyla bütünleşmektir. Böyle bir bakış açısı cumhuriyetin temelidir.” söz konusu.

Cumhuriyetin temelinin muasır medeniyet seviyesini aşmak olduğuna işaret eden Yılmaz, bunun çok büyük bir argüman olduğunu ve asla unutulmaması gerektiğini söyledi.

“Cumhuriyet ortak değerimizdir”

Geleceğe Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Cumhuriyetin 100 yıllık tecrübesinden yola çıkan “Türkiye Yüzyılı” vizyonuyla baktıklarını belirten Yılmaz, şöyle konuştu:

“Bu vesileyle Cumhuriyetimizin kurucusu, Kurtuluş Savaşımızın Başkomutanı, büyük devlet adamı ve aydını, reformcu cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşlarını rahmet ve minnetle anıyorum. Cumhuriyeti kuran, emeği geçen, bu günlere gelmesinde emeği geçen herkesi, Pazar günü hep birlikte kutlayacağız Cumhuriyetimizi, sadece bir gün kutlamayalım, Cumhuriyetimizin bu ideallerine sahip çıkalım, Cumhuriyet ortak değerdir. Hepimizin. Kendi hayatımdan şunu söyleyebilirim; cumhuriyet aynı zamanda fırsat eşitliği demektir. Herkesi dahil etmek demektir. Fırsatları makul bir grubun veya makul bir kesimin değil, tüm toplumun önüne koymak demektir. “Kardeş olarak Sizlerin Bingöllü, ben Cumhurbaşkanı Yardımcılığı yapıyorsam, bu cumhuriyetin değerleriyle bu yerdeyim, bu makamdayım. Bu bakımdan cumhuriyetimizin gençlerimiz ve çocuklarımız için ne anlama geldiğini hep birlikte vurgulamalıyız.”

“Öngörülebilir olmak kalkınma için son derece önemli”

Yılmaz, ekonomideki belirsizliğin en düşük seviyede olması gerektiğini, belirsizliğin olduğu yerde ekonomik gelişmelerin büyük darbe aldığını belirtti.

Ekonomik büyüme ve kalkınma için öngörülebilirliğin ve belirsizliğin ortadan kaldırılmasının son derece önemli olduğunu vurgulayan Yılmaz, Türkiye’nin genel seçimleri tamamlamasının ardından bu konuda önemli adımlar atıldığını ve ardından hükümetin politika belgelerini kamuoyuyla paylaştığını vurguladı.

Orta Vadeli Program, 12. Beş Yıllık Kalkınma Planı ve Cumhurbaşkanlığı 2024 Programı ve Bütçesi ile siyasi belirsizliklerin ortadan kaldırıldığını belirten Yılmaz, şöyle konuştu:

“Siyasi belirsizliklerin ortadan kalktığı, öngörülebilirliğin arttığı bir döneme girdik. Politika belgelerinde temel önceliklerimizi hatırlatmak isterim. Önümüzdeki orta vadeye baktığımızda dört temel önceliğimiz var. Birincisi; Felaketlerin yaralarını sarmak ve ülkemizi yeni risklere hazırlamak, İkincisi fiyat istikrarını sağlamak, Makroekonomik istikrarı sağlamak ve enflasyonu tek haneli rakamlara döndürmek, Üçüncüsü bunları yaparken büyümeyi ve istihdamı korumak ve bunları başarmak. Dördüncüsü, tüm bunları insanımız için yaptığımız için, tüm bu süreçlerde toplumsal refahı korumak ve bu süreci istikrarlı bir şekilde yönetmek. Dolayısıyla bu dört temel öncelik ile hareket edeceğiz.”

“2026’da enflasyonun tek haneli olmasını hedefliyoruz”

Depremin yaralarını sarmak için bu yıl bütçeden 762 milyar lira ayırdıklarını belirten Yılmaz, bu rakamın önümüzdeki yıl 1 trilyon 28 milyar liraya, orta vadede ise 3 trilyon liranın üzerine çıkacağını vurguladı.

Özellikle Marmara Bölgesi’nde afet risklerini azaltmaya yönelik harcamaların da planlandığını belirten Yılmaz, afet risklerinin azaltılmasının büyük bir dönüşüm gerektirdiğini ve bu konuda çalışmaların sürdüğünü söyledi.

Bu kapsamda Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile Kentsel Dönüşüm Müdürlüğü’nün kurulduğunu hatırlatan Yılmaz, Kentsel Dönüşüm Kanunu’nun yakın zamanda Meclis’ten çıkacağını belirtti.

Yılmaz, fiyat istikrarı konusunda çok yönlü politikalarla hareket ettiklerini, Merkez Bankası’nın güncellenen para politikalarıyla aktif olarak görevini yürütürken maliye politikalarıyla da bunu desteklediklerini belirtti.

Fiyat istikrarını ve makroekonomik istikrarı güçlendirmeye yönelik politikalarının yapısal reformlarla güçlenerek devam edeceğini vurgulayan Yılmaz, “2026’da tek haneli rakamları hedefliyoruz. Önümüzdeki yıldan itibaren düşüş olacak. Önümüzdeki yılın ortasından itibaren.” Önümüzdeki yıl enflasyondaki yıllık düşüşleri ve politikalarımızın sonuçlarını göreceğiz.” “Bu etkiler zaten aylık bazda görülecek. Gelecek yılın ortasından itibaren enflasyondaki düşüş sürecini yıllık bazda daha net göreceğiz. 2026’da tek haneli rakamlara ulaşmayı bekliyoruz.” söz konusu.

“Yatırım ve ihracatla büyüme olacak”

Yılmaz, 2020-2022 döneminde dünyanın yüzde 7 büyüdüğünü ancak Türkiye’nin söz konusu üç yılda yüzde 20 civarında büyüdüğünü, bu dönemde Türkiye’de istihdamın 6 milyondan fazla arttığını, ihracatın 255 milyar dolara çıktığını belirtti. .

Bunların kamu ve özel sektör işbirliğiyle başarıldığını belirten Yılmaz, şöyle konuştu:

“Türkiye büyümeye devam edecek. Orta vadede tarihi büyüme ortalamasının bir miktar altında kalacak ama istikrarı koruyarak büyümeye devam edecek. Ekonomistler bazen ‘Enflasyonu nasıl düşürüp büyümeyi nasıl sağlayacaksınız?’ diye soruyor. “Onlar sorar. Ders kitaplarına baktığınızda bu gerçekten zor ama pratikte mümkün. Bunu güven ve istikrarı güçlendirerek ve gerçek bir büyüme kompozisyonu yaratarak yapabilirsiniz. Nitekim Orta Vadeli Programımızda büyümenin ağırlıklı olarak yatırım ve ihracat kaynaklı olacağını öngörüyoruz. Tüketim de bir büyüme faktörü olacak.” Elbette asıl büyümeyi üretim ve ihracatla, belli bir istikrarla sürdürme perspektifi var. Bu, bu toplantının katılımcılarını ilgilendiren bir bakış açısı. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde de büyüyeceğiz. Önümüzdeki dönemde kaliteli bir şekilde büyümek için çaba göstereceğiz. Dönem sonunda ihracatımızı 300 milyar doların üzerine çıkarmayı planlıyoruz. Bu yıl milli gelirimiz 1 trilyon doları aşacak. Kişi başına düşen gelirimiz aşacak. 12 bin dolar. 2026 yılında kişi başına düşen gelirin 14 bin 800 dolar olmasını öngörüyoruz. Bu Cumhuriyetin 100. yılına ve Türkiye Yüzyılına yakışır bir şekilde alt sıralardan da olsa yüksek gelirli ülkeler ligine adım attı. . “Orada olacağız. O zaman gidecek çok yolumuz var.”

TİSK Yönetim Kurulu Başkanı Özgür Burak Akkol’un ev sahipliği yaptığı programa Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Adalet Bakan Yardımcısı Niyazi Acar, TİSK yöneticileri ve bağlı işveren sendikalarının temsilcileri ile davetliler katıldı.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu