Ancak çoğumuz bu bezellerin tam olarak ne işe yaradığını ve hangi amaçla üretildiğini bilmiyor.
Eskiden hayat kurtarıcı bazı özelliklere sahip bezeller, fonksiyonelliğin dışında saatin dayanıklılığına da katkı sağlıyor. Gelin konuyu biraz daha açalım.
Saatlerin kadranını çevreleyen ve camı da koruyan bu yapıya ‘bezel’ adını veriyoruz.
Bazen tek, bazen çift yönlü olarak dönebilen bezel, sabit şekilde de tasarlanabiliyor. Bezeller, saatin tasarımına daha estetik bir görünüm için katkı sunarken fonksiyonellik de katıyor.
Bezel, özellikle dalış saatlerinde su altındaki zamanı takip etmek, pilot saatlerinde hesaplamalar yapmak veya motor sporlarındaki hız ölçümleri gibi çeşitli zamanlama ve ölçüm işlemleri için kullanılıyor.
Dalgıçların su altında geçirilen süreyi hesaplayabilmesi, bezelin temel üretim amaçlarından biri.
Dalgıçlar, dalışa başladıkları zaman bezeli döndürerek başlangıç noktasını işaretliyor ve böylece ne kadar süre kaldıklarını kolayca görebiliyolar.
Saatin dayanıklılığına da katkı sağlıyor.
Bezeller; malzeme, renk ve işçilik gibi özelliklerle saatlerin tasarımına da katkıda bulunuyor. Bezel, saatin camını darbelere ve çizilmelere karşı koruyor ve böylece saat daha dayanıklı hâle geliyor.
Tabii ki bezel kullanma alışkanlığının bir tık daha eskide kaldığını söyleyebiliriz.
İlk defa 1950’li yıllarda Rolex’in ‘Submariner’ modeliyle tanıştığımız döndürülebilir bezeller o dönem için örnek bir tasarım olmuş, farklı saat üreticileri de modellerine bu bezelleri kullanmaya başlamıştı. Günümüzde ise bezelin işlevinin dijital versiyonlarını sunabilen saatler de tasarlanıyor.
Ancak saat üreticileri, özellikle estetik yönüyle öne çıkan bu bezelleri kullanmaya devam ediyor. Hatta çoğu akıllı saat modelinde bile bu dönen bezel tasarımıyla karşılaşabiliyoruz.
Benzer içeriklere de göz atabilirsiniz:
